Tarihçe 23 Ekim 2023, 16:23
ÇOBANKÖY, tarihsel Kola bölgesindeki yerleşmelerden biridir. Günümüzde Ardahan iline bağlı Göle ilçesinin bir köyüdür. Bu yerleşmenin eski adı bilinmemektedir.
Çobanköy, Göle’nin kuzeydoğusunda yer alır. Bu kasabaya 36 km uzaklıktadır. Yakınlarında Arpaşeni, Mollahasan ve Yağmuroğlu adlı köyler bulunmaktadır.
KÖYÜN ADI
Osmanlı döneminde Çobanköy olarak adlandırılmış olan köyün eski adı bilinmemektedir. 16. yüzyılın ortasında Osmanlıların eline geçince halkı köyü terk etmiş, Osmanlı idaresi de bu yerleşmeyi “Çobanköy” olarak kaydetmiştir. Nitekim 1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan adlı Osmanlı mufassal defterinde Çoban Köy (چوبان كوی) olarak geçer (1:I.504, III.548). Daha sonraki Türkçe kaynaklarda da Çobanköy olarak yazılmıştır. 93 Harbi’nden sonra Ardahan bölgesine sahip olan Ruslar da köyü Çoban-Köy (Чобан-Кёй) biçiminde kaydetmiştir (2).
Çobanköy’ün eski adının bilinmemesine karşın, Rus idaresi sırasında Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli, Çobanköy içinde Ordinaki adında terk edilmiş bir köyden söz etmiştir (3). Gürcü kilisesinin bulunduğu eski bir Gürcü yerleşmesi olan Çobanköy’deki bu yerleşmenin de eski adı bilinmemektedir. Burada ayrıca Titkani (ტიტკანი) adında terk edilmiş ikinci bir yerleşme vardır (4:141, 182).
DEMOGRAFİ
Çobanköy’ün en erken döneme ait nüfusu, 1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan adlı Osmanlı mufassal defteri üzerinden verilebilir. Ancak bu tarihte köy boş olarak kaydedilmiştir (1:I.504, II.492). Buradaki Gürcü kilisesinden hareketle bir Gürcü yerleşmesi olduğu tahmin edilen halkın köyün Osmanlıların eline geçmesi üzerine göç ettiği veya evlerini terk ettiği anlaşılmaktadır.
93 Harbi’nde (1877-1878) Rusların eline geçen Çobanköy’ün nüfusu, 1886 yılında yapılan tespite göre 108 kişiden oluşuyordu. Nüfusun tamamı “Kürt” olarak kaydedilmiştir (2). Gürcülerden boşalan köye Osmanlı idaresinin Kürtleri yerleştirmiş olduğu bu kayıttan anlaşılmaktadır. Köyün nüfusu 1896’da 138 kişiye, 1906’da da 215 kişiye yükselmişti (6:112). Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli de 1917 yılında Çobanköy’de Kürtlerin yaşadığını yazmıştır (3).
Çobanköy’ün 1935 genel nüfus tespiti sırasında ise, köyün nüfusu 434 kişiden oluşuyordu (5:92). Günümüzde de bir Kürt köyü olan Çobanköy’de yaklaşık 470 kişi yaşamaktadır.
TARİHÇE
Çobanköy, tarihsel Gürcistan’ı oluşturan Mesheti bölgesinin yerleşim yerlerinden biriydi. Osmanlılar köyü, birleşik Gürcistan Krallığı’ın ardından bu bölgeye hakim olan Samtshe Atabeyliği’nden 16. yüzyılın ortasında ele geçirdi. 1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan adlı Osmanlı mufassal defterine göre, Gürcistan Vilayeti içinde, Ardahan-i Büzürg livasının Meşe nahiyesine bağlıydı (1:III.548) 17. yüzyılda bu yerleşme Çoban (جوبان) adıyla Çıldır Eyaleti’nde Ardahan-i Küçük livasına (sonradan Göle) bağlı bir köy olarak geçer (7:275).
Çobanköy, uzun süre Osmanlı yönetimi altında kaldıktan sonra, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Rusya İmparatorluğu’nun eline geçti. Rus idaresinde Ardahan sancağının (okrug) Göle kazasına (uçastok) bağlıydı. Bu kazada Arpaşeni nahiyesinin (маркяз: merkez) köylerinden biriydi (2). Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru bölgede Rus idaresinin sona ermesinin ardından bağımsız Gürcistan’nın (1918-1921) sınırları içinde kaldı. Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgali sırasında Ankara Hükümeti’nin verdiği ültimatom üzerine Gürcü hükümetinin Ardahan bölgesinden çekilmesiyle köy fiilen Türkiye’ye katıldı. 16 Mart 1921’de, Sovyet Rusya ile Ankara Hükümeti arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla da Çobanköy Türkiye’ye bırakıldı (8:II.41).
Çobanköy, 1928 tarihli Osmanlıca köy listesine göre Kars vilayetinin Göle kazasında Okam nahiyesinin köylerinden biriydi (9:772). 1935 yılında da aynı idari konuma sahip olan köy, 1992 yılında Ardahan il olunca, Çobanköy bağlı olduğu Göle ilçesi de bu ile bağlanmıştır.
TARİHSEL YAPILAR
Çobanköy’de varlığı bilinen iki kiliseden biri, köyün merkezinin 8 km güneydoğusunda, bugünkü yaylada yer alan tek nefli bir yapıdır. Küçük bir yapı olan bu kiliseden (7,90×3,60 m) geriye apsis ve kuzey duvarının bir bölümü kalmıştır. Apsiste birkaç adet uzunca kırmızı dış yüzey taşı bulunmaktadır. Kilisenin taşları köylüler tarafından çeşitli yapılarda kullanılmış. Kilise halk tarafından “Kızıl Mezar” ve “Kireçli Çeşme” olarak adlandırılmaktadır (4:143).
İkinci kilise “Ayazma” olarak bilinen ve Kura Nehri’nin başlangıç noktalarından biri olan pınarın bulunduğu yerdeydi. Gürcü tarihçi ve arkeolog Ekvtime Takaişvili’nin yazdığına kilise bu ayazmanın üzerinde inşa edilmiştir. Bu kiliseden bugüne bir şey kalmamış olmakla birlikte, Ekvtime Takaişvili’nin bölgeyi gezdiği 1907 yılında kilisenin yıkıntıları duruyordu. 9. yüzyıla ait el yazması bir hagiografiye dayanarak kilisenin olduğu yer, pagan bir ailenin dokuz çocuğunun vaftiz edildiği yer olarak kabul edilmektedir (10:9). Bu anlatıya göre, 5-6. yüzyılda dokuz çocuk vaftiz olduktan sonra, Hıristiyanlığa geçtiği için pagan inanca sahip annesi ve babası tarafından taşlanarak öldürülmüştür. Guaram, Adarnase, Bakar, Vaçe, Bardzim, Daçi, Cuanşer, Ramaz ve Parsman adlarını taşıyan bu çocuklar Gürcü Ortodoks Kilisesi tarafından aziz kabul edilmekte ve 6 Mart günü anılmaktadır (4:141).
Köyde iki kalenin yıkıntıları günümüze ulaşmıştır. Kalelerden biri (83 × 66 m) harçsız ve yığma taştan inşa edilmiş megalit bir yapıdır. Tamamen yıkılmış olan kale köyün kuzeydoğusunda bir tepede yer alır. Köyün merkezinin 700 m kuzeybatısında yer alan ikinci kale (370 × 205 m) de yığma taştan inşa edilmiştir ve “Ziyaret Dağı” denilen tepede yer alır (11:333).